ŞÜKRÜ UYAR WEB SİTESİ - Beklemek


                                               BEKLEMEK 

            “Hayattan keyif almak için beklemeye gerek yok, bulunduğumuz her anın tadını çıkarmak yeterlidir.” 
                                                                             -Goethe-
 

            Güneşin sabahı, ayın geceyi beklediği gibi yarını beklemek, geleceği beklemek, zamanın gelmesini beklemek… Gideni beklemek, geleni beklemek… En olunmazı umutla beklemek, sabırla… Belki de hiç gelmeyeceğini bildiğimiz o anı beklemek, katmerleşen umutlarımızla, inatla… Gidenin bir gün döneceği umuduyla limanlarda yıllarca tükenmişliğimizi görerek beklemek, geceleri uykumuzdan çalıp kapımızın her an çalınmasını beklemek… Her sabah işe gider gibi istasyona gidip onu getirir umuduyla uzaklardan gelen o kara treni beklemek… Hayatımızda sürekli birilerini ya da bir şeyleri beklemek… Beklerken nasıl tükendiğimizi, neleri kaybettiğimizi hiç düşünmeden beklemek… Kimimiz hayallerinin gerçekleşeceği o anın gelmesini bekler, kimimiz hayatımızı belirleyecek olan sınavın sonucunu… Kimimiz yüreğini alev gibi saracak bir aşkın gelip kendisini yakmasını bekler, kimimiz de ölümünü bekler yorgun yılların izlerini yüzünde taşıyarak… Beklerken kimi zaman sevinir, kimi zaman üzülür, kimi zaman da tekrar beklemek için bekleriz. Bazen beklemek zorunda bırakılırız, bazen de ektiğimiz tohumun boy vermesi için yağmurları bekleriz. Buğdayın toprağa düşüp başakta tekrar can bulması için beklemekten başka yapılacak bir şeyin olmadığını biliriz. Çocukken, yılbaşı gecelerinde Noel Babanın bize oyuncaklar getireceği umuduyla onu beklerdik. Yıllar üstümüzden geçip çocukluğumuz mazide kaldığında da değişen bir şey olmamıştır aslında. Noel Babanın yerini, bu defa Milli Piyango çekilişleri, Sayısal Loto ve Şans Topu çekilişleri almıştır. Noel Babanın bir türlü getiremediği oyuncak arabamızın yerine şimdi gerçek arabayı alabilme umuduyla şans oyunları oynar, milli piyango bileti alır ve bunların çekileceği şans gecelerini bekleriz. Her defasında umudumuzu korur, bir sonraki çekiliş için sigara paramızı ya da çoluk çocuğumuzun rızkını ortaya koyarız. Aslında şanslı olmadığımızı biliriz. Ancak bunu kabullenme konusunda inatçılaşırız. Bir gün her şeyin düzeleceğini, hayalimizdeki yaşamı şans oyunlarından elde edeceğimiz parayla satın alabileceğimizi düşünür ve o bir türlü gelmek bilmeyen büyük geceyi bekleriz. Nasıl ki Noel Baba gelmediyse, nasıl ki o büyük sayısal gecelerinde şans bize gülmediyse, o yıllarca beklediğimiz beyaz atlı prens ya da o güzel prensesimiz de gelmeyecektir. Birçoğumuz onları beklerken gençliklerini zamanda yitirmiş olduklarını geç de olsa fark etmişlerdir. En iyisini, en güzelini, en mükemmelini istemek tabii ki hepimizin hakkıdır. Ancak onlara sahip olma uğruna kendi sahip olduklarımızdan ve elimizdekilerden de olmamak gerek. Aksi halde bir gün, hala bekliyorken bir yerlerde, ömrümüzün avuçlarımız arasından kayıp gidişini sadece seyretmekle kalırız. Kimimiz konu ne olursa olsun harekete geçmek için en uygun zamanın gelmesini bekler. Kimimiz de en uygun zamanın o an olduğunu düşünerek davranır ve bekleyerek zaman kaybetmez. Ki, bu kimseler her zaman için kazanmışlardır. Beklerken geçen zamanın beklediklerini çalmasına izin vermezler. İster bilge deyin bu kimseler için, ister şanslı deyin… Ama şu bir gerçek ki, hiçbir şey yapmadan bekleyenler, sadece bekledikleriyle kalırlar. Kuş, yuvasından çoktan uçmuş olacaktır, onlar uyandığında…

Bugün 3 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol